Bethesda'nın ve Microsoft'un büyük bir silahı olan Starfield ile karşınızdayız. Devasa bir beklenti bile beklenen bu oyun ne kadar başarılı olabilmiş? Hadi inceleyelim!
Öncelikle belirtmek isterim ki bu tarz oyunlarla deneyimim pek yok. Hatta bu çapta büyük bir oyunu ilk defa oynuyorum diyebilirim. Benim bu oyunda ilgimi çeken RPG teması değil uzay teması oldu. İnceleme de bu gözle bakan birisinin gözüyle yazıldı diyebilirim. Oyunu GamePass'te çıkışıyle birlikte oynamam ve bu yüzden de önceden uzun saatler oynayan birisi kadar deneyime sahip olmamam da bazı noktaları kaçırmama sebep olmuş olabilir. Hatalı ya da eksik yazdığım bir kısım var ise belirtebilirsiniz. 🙂
Yıl, 2330. Dünya artık yaşanılamaz durumda ve bütün insanlık evrene yayılmış. Basit bir madencilikten çeşitli maceralara kapı açan Starfield'ı incelemeye başlamadan önce bu oyun hakkında kısa bir özet geçelim.

Starfield'ı önemli yapan şey ne?
Starfield'ın geliştiricisi Bethesda, Elder Scrolls serisi gibi RPG serileriyle oyun dünyasına adını yazdıran büyük bir firma. Bunun verdiği güç ve 25 yılın ardından yepyeni bir evrenin kurulması, oyuncuların yeni deneyimlere atılmasına kapı aralıyordu.
Fakat, Microsoft baktı ki Bethesda ve üst firması olan Zenimax'ın oyunları güçlü yapımlar. Ben bunları satın alayım dedi ve çoooook uzun süren görüşmeler sonucunda da başarılı oldu.
Böylece, uzun süredir hayranlar tarafından beklenen Starfield, sadece Xbox ve Windows bilgisayarlara çıktı.
Ayrıca Starfield, Bethesda gibi RPG (Rol Yapma Oyunu) konusunda uzman bir firmanın elinden çıktığı için. Hayranların da beklentisi arttı. Uzay temalı bir RPG oyunu (ve büyük çaplı bir oyun) her firmanın yapmak isteyeceği bir iş değil.
Konu kısaca bu şekilde. Şimdi, yavaştan oyunu anlatmaya başlayalım!
Oyunun Konusu
Bethesda sadece bizim oynadığımız hikaye kısmı için değil. Bütün bir evreni oluşturma konusunda büyük emekler harcamış. Tarayıcıya "Starfield lore" yazdığınızda bile upuzun bir hikaye görebiliyorsunuz. Bu, hem oyunu oynarken güzel keyif katıyor hem de genel açıdan detaylı ve geniş bir hikaye sunuyor.
Oyunumuz, 2330 yılında geçiyor. İnsanlar, artık farklı gezegenlerde hatta galaksilerde yaşıyor. 2050 yılında Mars gezegenine ilk insanın ayak basmasından sonra teknoloji ve bilimin gelişimi ve Dünya gezegeninin de bir süre sonra yaşanamaz hale gelmesi insanları farklı yerlerde yaşamaya, adeta bir uzay hayatı kurmaya zorlamış. Tabi, burada seçimlerle yaşayacağınız hayat size kalmış.

Oyun, bir madende başlıyor. Size bazı görevler veriliyor ve yapıyorsunuz. Sonra, "Artifact" isimli gizemli bir metal ile karşılaşıyorsunuz ve bu eşyaları araştıran "Concellation" isimli bir gruba üye oluyorsunuz. Sonrasında çeşitli maceralar silsilesine adımımızı atmış bulunuyoruz.
Bazı noktalarda kafa karıştırıcı kısımlar bulsam da hikaye genel açıdan güzel tasarlanmış. Diyaloglar bana "neden şu seçenek eklenmemiş" dedirtmedi ya da kafa karıştırıcı bir detaya rastlamadım henüz.
Başlangıç - Karakter oluşturma
İlk görevden hemen sonra bize çok fazla detaya sahip bir karakter şekillendirme ekranı sunuyor oyun. O kadar fazla ki gerçekten insan saatlerini harcamak isteyebiliyor burada. Neredeyse her konuda karakterinizi özelleştirebiliyorsunuz. Sadece kişisel görünüm için değil karakterin yetenekleri konusunda da Bethesda oldukça büyük bir alan açmış oyuncuya.
Oynanış
Oyun, "uzay" kelimesinin sunduğu devasa potansiyeli güzel bir şekilde kullanmaya çalışmış. Bu yüzden de bize oldukça geniş bir oyun alanı vermiş. İsterseniz aktif bir gezegenin şehrine inebilir, isterseniz devasa uzayda geminizle yolculuğa çıkabilir ve uzay korsanları ile savaşabilir, isterseniz kendi rotanızı çizebilir, isterseniz bambaşka gezegenlerdeki üslere inebilir isterseniz 2330 yılındaki dünyayı ziyaret edebilir isterseniz silahlı çatışmalara girebilir isterseniz şunu yapabilir isterseniz bunu yapabilir...
Kısaca yapabilecekleriniz oldukça geniş. Bethesda bu konuda etkileyici bir açıklık sunmuş. Ama bu olayın asıl sıkıntısı da çok komplike bir oynanış gerektirmesi. Yani, hem uzay gemisi mekanikleri hem vuruş hissiyatı hem NPC diyalogları hem envanter-loot sistemi derken bir çok mekanik oyunda birleşiyor.
Oynanış, bazı konularda eksik hissettirse de bazı konularda da oldukça başarılı. Mesela, uzay gemisinin sürüş mekaniği (ve özellikle rakip gemilerle kapışma) oldukça eğlenceli. Özellikle gamepad ile oynuyorsanız bu anlarda oyunu sevebilirsiniz.
Fakat mesela silahlı çatışma anlarında da gamepad kullanımı fazla zor gibi geldi bana. Klavye fare ile denediğimde çok daha iyi bir sonuç aldım. Yine de genel açıdan güzel bir çatışma hissiyatı var diyebilirim. Fakat burada da düşmanların mermi yediğinde mermiyi sünger gibi emmesi sorunu karşıma çıktı. Bu açıdan sizi rahatsız edebilir mesela. Ya da envanter sistemi çok karmaşık gelebilir. Uzay gemisinin ayrı envanteri, sizin ayrı envanteriniz ve bunların birbirine bağlantısı, lootlanabilecek çok fazla eşya (köpük bardağa kadar loot yapabiliyorsunuz) yine aynı şekilde bu eşyalarla yeni şeylerin üretimi ve kullanımı gibi çok fazla detaya sahip oyun. Fakat sorun fazla detaya sahip olması değil bu detayı karmaşık bir şekilde sunması. Özellikle loot ve envanter kısmında kafanız karışabilir.

Her ne kadar övsem de uzay gemisi kısmında eleştirim olacak tabi ki. Şöyle ki uzay gemisini kullanmak ve diğer gemilerle savaşmak eğlenceli, fakat oyun size gemiyi uzun uzun kullanma imkanı sunmuyor. Mutlaka "fast travel" yapmak zorundasınız. Bunun kötü yanı dediğim gibi gemiyi özgürce kullanma imkanınız yok. Uzun maceralara atılamıyorsunuz. Halbuki bu kısımda çok güzel detaylar eklenebilirdi. Mesela yolculuk esnasında sadece sinyal yollayan boş uzay gemileri ile karşılaşmak ve incelemek, haydutlara takılmak, meteorlardan kaçmak gibi gibi. En azından gezegenler arası yolculuklarda yapılabilirdi. Zaten daha uzak mesafelerde uzay gemimiz direkt tünel açıyor ve öyle geçiş yapıyoruz. Sırf uzay gemisi yolculuğu yaparım diyenler bu konuda beklentisini kıssın mesela.
Bunun dışında oynanışa etki eden güzel bir yetenek ağacı sistemi de eklenmiş. Dediğim gibi, bir çok mekanik bu oyunda birleşiyor. Aslında sadece "oynanış" kavramı bile çok büyük bir şeyi kapsıyor bu oyunda. Uzay çatışmaları, silahlı çatışmalar, üs kurma gibi çok detaylı şeyler var. HowLongToBeat'in verisine göre tamamen tamamlanması 190 saati bulabilen bir oyun zaten.
Kısacası oynanış açısından bazı eksiklikleri olsa da başarılı diyebilirim.
Ortamlar - Çevre - Atmosfer
Ortamlar tabi ki geleceğin tarzında yansıtılmış. Uzay gemileri çeşitli, birden fazla şehir olduğu için birden fazla farklı ortam var. Gökyüzü çok güzel ona değinmeden yapamam
Mesela bu alttaki fotoğrafta daha geleneksel bir şehir görüyorsunuz. Fakat başka bir yerde bambaşka bir ortam görüyorsunuz.


Her şehrin kendine has havası çok güzel olmuş diyebilirim. Fakat sadece şehirler yok bu oyunda. Diğer gezegenleri de ziyaret edebiliyor, hatta üs bile kurabiliyorsunuz.
Çevre tasarımları ve ortamların kesinlikle üstüne düşülmüş. Kaliteli hissettiriyorlar. Gezegenler çeşit çeşit ve farklı senaryolar ile karşılaşmanız olası.
Atmosfer ise kesinlikle oyunun en iyi noktalarından. Hem uzay hem de gezegenlerin hissettirdiği atmosferler oldukça güzel.
Diyaloglar - NPC - Sahneler - Animasyonlar
Oyunun olayı zaten RPG olması. Bu yüzden diyaloglar ve seçimler zaten üzerine düşünülmüş bir konu. Fakat sahneler ve NPC hareketleri bir tık zayıf gelebilir. Sinematik sahneler zaten yok gibi bir şey (uzay gemisi sahnelerinde gördüm bir tek)
Yüz animasyonları ve mimikler yine zayıf gelse de genel animasyonlarda bir sorun göremedim. Özellikle yürüyüş animasyonu.
Hazır yürüyüş demişken. Oyunda üç farklı kamera açısı bulunuyor ve bunu çabucak değiştirme imkanı sağlıyor. Böylece sahneye göre omuz kamerası, FPS ya da TPS kamera açısını kullanabiliyorsunuz. Böylece mesela çatışma esnasında FPS uzay gemisi kullanırken TPS gibi istediğiniz gibi kameraları kullanabiliyorsunuz.

Diyaloglar üzerine düşünülmüştü demiştim. Burada diyalogların farklı yönlere sapma olayından da bahsedebilirim. Mesela bazen size seçenekler sunuluyor gizli ilerle ya da bam güm dal diye diyaloglarda bu seçimleri istediğiniz gibi yapabiliyorsunuz. Ya da diyaloğunuza göre konuştuğunuz karakter peşinizden gelebiliyor. Neyse ki burada karakterin ölmesi gibi bir olayla karşılaşmadım. Zaten kendi canımla uğraşırken bir de diğer karakterlerin düşüp kalkması sanırım oyun zevkini biraz baltalayabilirdi.
Son olarak yükleme ekranlarından bahsedebilirim burada. Güzel bir detay vereyim, fotoğraf modunda çektiğiniz şeyleri yükleme ekranında (hepsinde değil) görebiliyorsunuz. Sayısının da fazla olduğunu da belirteyim. Bir yere gir-çık yaptığınızda mutlaka kısa bir yükleme ekranı giriyor. Bazı sahnelerde de yükleme ekranı sinematik sahnelerle kapatılmaya çalışılmış. Hiç yoktan iyidir yine.
Grafikler - Görsellik
Grafik olarak her ne kadar etkileyici bir atmosfer olsa da sanki bir sorun varmış gibi hissettirdi oyun bana. Ki incelemeyi okurken baktığınız fotoğraflarda da belki fark etmiş olabilirsiniz. Doku kalitesi mi desem keskinleştirme ayarı mı desem ya da ışıklandırma mı desem anlayamadığım bir şey var.
Oyunu hem düşük, hem orta hem de yüksek ayarlarda test etsem de grafik açısından düşük ayar haricinde çok fark göremedim. Bethesda'nın bu konuda biraz daha çalışması güzel olurmuş.

Görsellik açısından ise kesinlikle başarılı. Uzay teması çok başarılı bir şekilde yansıtılmış. Yani üstüne ne diyebilirim bilmiyorum bile.
Performans - Buglar - Modlar
Oyunun performansı en çok eleştirilen yerlerden. Hatta direkt en çok eleştiri aldığı nokta performans ve optimizasyon sorunları diyebilirim.
Oyunu RTX 3060 Mobile - I5-12500H ile oynadım. Normalde ne beklersiniz, mesela x ayarlarda ortalama 65 fps gibi bir şey. Fakat bu oyun için böyle bir tanımlama geçerli değil. FPS, aşırı derecede dalgalı maalesef. Bazı sahnelerde 40'a düşerken bazı sahnelerde de 70'e çıktı. (Medium ayarlar için geçerli. FSR'ın açık ya da kapalı olması da ciddi bir etki bırakmadı. Hatta grafik ayarlarını değiştirmekte maalesef FPS'i değiştirmedi. Yüksekte biraz daha 40'lara yaklaşsa da genel olarak yine benzer sonuçları aldım.)
Bunun dışında eğer Nvidia RTX ekran kartı kullanıyorsanız FSR'ın yanı sıra DLSS modu da kurabilirsiniz. RTX 2000 ve 3000 kullanıcıları DLSS 2 modunu oynayabilirken eğer RTX 4000 serisi bir ekran kartına sahipseniz DLSS 3 modunu da kurabilir ya da DLSS'in dışında İntel XeSS'i de deneyebilirsiniz.
Mod demişken. Bir Bethesda oyunu klasiği olarak tabi ki bu oyun çıkar çıkmaz modlarla desteklenmeye başladı. Renk ayarlarını düzelten ya da başka özellikler ekleyen bir çok modu kurabilirsiniz.
Son olarak buglara değinmezsek olmaz. Mutlaka duymuşsunuzdur Bethesda oyunları çok hataya sahiptir diye. Bu oyunda ben söylenildiği kadar hataya rastlamadım ki genel görüşte bu şekilde. Ama rastladım mı? Evet. Hatta bazıları aşırı komik sahneler yaşattı bana. Karakterlerin havalara uçması gibi. Ama en azından oyunun çalışmasını engelleyen bir hata yaşamadım.

Son olarak oyunun 117-140GB arasında bir boyuta sahip olduğunu da belirteyim. Oyuna ilk girdiğinizde tekrardan indiriyor gibi gözükecek fakat merak etmeyin. Dosya doğrulaması yapıyor. Ayrıca tek seferli bir shader yüklemesi göreceksiniz. Ondan sonra güzelce oynayabilirsiniz fakat HDD disklere yüklenmesini pek tavsiye etmiyorum. SSD'ye yüklemeniz çok daha iyi olur.
Türkçe Yama
Bu konu için ayrı bir başlık açmak istedim. Şu an oyunu makine çevirisi Türkçe yamalar ile oynayabiliyorsunuz. Yine bazı ekiplerde şu an daha gelişmiş yamalar geliştiriyor.
Ben denemek için Calypso'nun Türkçe yamasını indirdim ve güzel bir şekilde çalıştı. Bir font sorunu ya da oyunun çalışmasını engelleyen bir hata ile karşılaşmadım. Makine çevirisi olmasına rağmen büyük bir çeviri hatasına da henüz denk gelmedim. Bazı yerlerde çevrilmemiş yerler olsa da çok göze batmıyor. Bu çeviri dışında Anonymous gibi diğer ekiplerinde yaptığı Türkçe yamalar var onlara da bakabilirsiniz.
Ayrıca, şu an Türk oyuncu toplulukları tarafından Starfield'ın resmi Türkçe yamaya kavuşması için bir imza kampanyası başlatılmış durumda. Anlık 12.000 Kullanıcıyı geçen kampanyaya sizde destek verebilirsiniz. Change.Org
Son detaylar
Özellikle Xbox tarafında uzun süredir yaşanan "nerde büyük çaplı bir oyun" sorusunun cevabını artık verebilmiş oldu Microsoft. (Biraz maliyetli olsa da :d)
Her ne kadar büyük olsa da oyunu sevmeme ihtimaliniz de var. Aklınızda bulunsun. Özellikle "ben uzun uzun takılmayı sevmem görevimi yapar çıkarım sade olsun yeter diyorsanız." fazla çeşitlilik kafanızı karıştırabilir. Ya da uzay mekiği odaklı bir şey bekliyorsanız beklentinizi karşılayamayabilir. Çok kaliteli çatışmalar bekliyorsanız yine üzebilir. Ama ben keşfetmek istiyorum. Kendi yolumu çizmek istiyorum diyorsanız beğenme ihtimaliniz çok yüksek.
Oyun çok fazla büyük. Bu yüzden bu incelemede de mutlaka kaçırdığım, atladığım yerler vardır. Hatta bilerek geçtiğim kısımlar bile oldu çünkü bir yerden sonra uzun uzun yazılar okumak hem beni yorar hem de sizi. Tabi ki bu oyunla ilgili anlatılacak, yazılacak bir sürü şey var.
Her ne kadar bu yıl bir sürü güçlü oyun çıksa da Starfield halen güçlü bir Game Of The Year adayı. Ki muhtemelen güzel bir ödül de alacaktır.
Biz ise oyunu şöyle puanladık:
84/100

Bu incelemeyi okuduğunuz ve vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim. Ayrıca Discord sunucumuza gelerek oyun hakkında fikirleriniz belirtebilir ya da başka bir sürü şey yapabilirsiniz. Bekliyoruz 🙂
Peki siz ne düşüyorsunuz? Sizce Starfield güzel mi ve Game Of The Year ödülünü alabilir mi? Fikirlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz. Daha sonraki incelemelerde görüşmek üzere!